Yıllarca hemşirelik yaptım ve uzmanlık alanımın dışında bir çok hasta/hastalık ile de karşılaştım. Bir tanesi hala aklımdadır. Yaşı ileri bir beyefendi halk arasında "mutluluk çubuğu" diye bilinen bir ameliyat olmuştu. (Teknik adı mutluluk çubuğu değil elbette. Sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin penisindeki süngerimsi dokuya cerrahi işlemle silikon bazlı materyal konması anlamına gelir.) Ben de o hastanın bakımını üstlenmiştim. Eşi olan hanımefendi yanıma geldi. Sakin ve kendinden emin bir ses tonuyla "kızım cinsellik de bedensel bir ihtiyaç. Onun olmayışı da farklı sorunları beraberinde getiriyor." dediğini o kadar iyi hatırlıyorum ki... Viagra'nın (nam-ı diğer mavi hap) henüz çok da yaygın olmadığı zamanlarmış.

Viagra'nın keşfi
Afrodizyak kelimesi, Yunan mitolojisinde cinsellik, aşk, doğurganlık ve güzellik tanrıçası Afrodit'in adından gelir. Cinsel içgüdüyü uyandıran ve artıran anlamındadır. Tarih boyunca afrodizyak olarak ne varsa onun popüler olmaması ihtimali hiç olmadı. Bu herhangi bir ilaç, yiyecek, koku, duygu veya durumdu. Viagra her ne kadar bu arzuya hizmet etse de ortaya çıkış amacı tamamen başka bir hastalıktı. Viagra tamamen tesadüf eseri ortaya çıktı.
Eric (gerçek adı bu değil) 64 yaşında ve mutlu bir evliliği vardı. Bir gün prostat kanseri teşhisi aldı. Ameliyat olması gerekiyordu fakat yüzde elli iktidarsız (ereksiyon bozukluğu) kalma ihtimali de bulunuyordu. Bu ihtimale rağmen prostat bezinin alınması için ameliyat olmayı tercih etti ve ardından doktorların söylediği oldu. Tam o sıralarda yeni geliştirilen bir ilacın denemeleri gerçekleştiriliyordu. Bu ilaç için gönüllü oldu. Çalışma başarılı olmuştu. Eric normal evlilik hayatına devam etti. Viagra adıyla bilinen "sildenafil" mucize ilaç olarak piyasalara girmiş oldu.
Peki tesadüf bunun neresinde? Aslında bilim insanları kalp hastalıklarını tedavi edeceğini düşündükleri bir ilaç üzerinde çalışıyorlardı. Fakat kullandıkları ilacın kalbe hiçbir faydası bulunamamıştı. Ama ereksiyona yol açıyordu. Bu da hedefin değişmesine yol açtı. Günde bir defadan fazla olmamak kaydıyla oral olarak alınan Viagra (sildenafil) ile ilgili 12 hafta ila 6 aylık bir süre boyunca plasebo kontrollü çalışma yapıldı. Bu araştırmalara uygun olması için ayaktan tedavi gören erkek hastaların erektil disfonksiyon (ED) tanısı almış ve en az 18 yaşında veya daha büyük olması gerekiyordu. Sonuç olarak; "bu kombine analizin sonuçları, sildenafilin çeşitli etiyolojilere bağlı ED'si olan ve eşlik eden hastalıkları olan yaşlı erkeklerde ED için etkili bir tedavi olduğunu göstermektedir." denildi.
Viagra'yı üretenler ismini kuvvet anlamına gelen "vigor" ve "niagara" kelimelerinden türeterek çıkartmışlar.

Ereksiyon ve nitrik oksit
Cinsel işlev bozuklukları genelde iki sebepten kaynaklı. İlki ilaç veya hastalık dolayısıyla oluşan fiziksel problemler. Diğeri kaygı, travma, suçluluk, iletişim sıkıntıları gibi psikolojik kökenli. ED'nin çözümü içinse araştırmacılar nereden başlayacaklarını bilmiyorlardı. Daha önce bu konuyla ilgili bulunan tüm çözümler ise kimyasal çözümlerdi. Hatta bilim insanları ereksiyonun matematiğini 1980'lerde çözebildiler. Erkek uyarıldığı zaman peniste nitrik oksit gazı salgılanıyordu. Bu gaz bir enzimi harekete geçiriyordu. Bu enzim ise penisteki damarları gevşetiyor ve kanın damarlara hücum ederek sertleşmesine sebep oluyordu. Viagra nitrik oksitin salgılattığı enzimi tutmaya yardımcı oluyordu. Dolayısıyla damarlar daha uzun süre gevşemiş bir halde kalarak kan akışına ve ereksiyonun uzamasına neden oluyordu.
Sorunu olmayanların da satışlara katkısı
Kaynaklar Amerika'dan dolayısıyla veriler de aynı yerden. Tahminlere göre 10 ila 20 milyon Amerikalı erkekte çeşitli derecelerde ED problemi bulunmakta. Bu da ilk etapta (yıl 1998) Viagra satışlarının 411 milyon doları bulmasına neden oldu. Bu tüm zamanların rekor derecesinde satış demekti. Hatta ereksiyon sorunu olmayan erkekler cinsel arzuyu artırdığını düşünüp almayı tercih etmişlerdi. Viagra'yı aldıktan 20-40 dakika sonrasında ereksiyon olma düşüncesi çok cazip bir durumdu. Fakat Viagra'nın cinsel motivasyonu artıran bir etkisi yoktu. Bu hayal kırıklığı 7 ay sonra satışlara da yansıdı. Satışlar yüzde 66 oranında düşüş ile 141 milyon dolara geriledi. Buna sebep olan diğer etken ise psikolojik kaynaklı ED problemlerinde işe yaramamış olması ve ilacın olası yan etkileri.

Peki ne kadar güvenli?
Viagra'yı reçeteli ve size uygun olan dozlarda almanız tavsiye edilir. Çünkü adı üstünde o bir ilaç. Ayrıca;
- nitrat içeren ve keyif verici ilaçlar kullanan
- ciddi kalp veya karaciğer problemleri olan
- yakın zamanda felç veya kalp krizi geçirmiş olan
- son 6 saat içinde alfa bloker almış
- son 24 saat içinde Viagra veya başka bir ED ilacı almış olan erkekler
- erektil disfonksiyondan muzdarip olmayan erkekler
- ve kadınlar Viagra kullanamazlar.
Sonuç olarak Viagra belli derecelerdeki erektil disfonksiyon problemleri için çözüm olduğu kesin. Yeni çalışmalar ise Viagra kullananların Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığının %63 daha düşük olduğunu gösteriyor. Bakalım bilim insanı nereye kadar götürecek; fakat siz yine de sorunun kaynağının ne ile alakalı olduğunu bulduktan sonra kullanmayı tercih edin.