Spor

Fenerbahçe Günlüğü: Sevilla Maçı Detaylı Analizi


Serkan Yağcı 10 Mart 16:01

Fenerbahçe SK’nin UEFA Avrupa Ligi’ndeki rakibi İspanya deplasmanında Sevilla idi.

Maç öncesi

İspanyol temsilcisi son yılları en kötü sezonlarından birini geçiriyor. Her ne kadar UEFA Avrupa Ligi’nde son 16 turuna katılma başarısını gösterse de; İspanya temsilcisi kendi liginde küme düşmemeye oynuyor. Maç öncesi teknik direktörü Jorge Sampaoli Fenerbahçe SK’nin tehlikeli bir takım olduğunu ancak tecrübeleri ile bu turu geçeceklerini açıkladı. Sahaya bakınca 34 yaşındaki Hırvat yıldız Rakitic ve 37 yaşındaki Navas dikkat çeken isimler. Öte yandan Alex Telles de oldukça tecrübeli bir isim. Yedek başlamasına rağmen Erik Lamella da büyük bir yıldız. 3-4-3 düzeni ile sahaya çıkan İspanya temsilcisi Bade, Corona ve Marcao gibi önemli eksikleri ile maça başladı.

Fenerbahçe SK ise bir önceki maçın taktik ve 11’inden çok farklı şekilde sahaya dizildi. 3-4-3 taktiği benimsenmişti.Jorge Jesus (JJ) Rennes maçlarından bu taktiğin dersini almamış gibi duruyordu maç öncesi. 3’ü de ağır olan stoper hattının önünde iki ön libero (Crespo-Arao), kanatlarda Ferdi-Lincoln ki savunmayı beşleyen öğeler olarak da görev almışlardı. İleri hat ise formsuz İrfan Can Kahveci (İCK) ve King’in önünde kral Enner ile oluşturulmuştu.

Oyun

Başlama vuruşu ile beraber İspanya’da mıyız yoksa Kadıköy’de mi anlayamadık. Baskılı oyun, ayağa pas ve pres ile başladı Fenerbahçe. İlk 20 dakika boyunca rakibini sahadan sildi. Üst üste Ferdi, Enner, King ile Fenerbahçe SK net pozisyonları kaçırdı. Rakip ise henüz atak yapamamıştı. Bunda Arao-Crespo ikilisinin defansif uyumu asıl faktör iken, stoperlerimizin de hata yapmaması etkiliydi. 20-25. Dakikalar arası Sevilla takımı kendi evinde oynadığını hatırladı ve Rakitic’in kaleyi düşündüğü frikikte ilk pozisyonunu buldu. Altay ise bu topun gol olmasına müsade etmedi. 25. dakikadan sonra Ferdi ve Enner’in gayreti ile ibre gene deplasman takımına döndü. King son derece bonkörce bulduğu pozisyonları çöp ederken; Crespo ve İCK sahada yokları oynuyordu. Crespo fena başlamadığı maçta dakikalar ilerledikçe ayakta kalma ve isabetli pas hususunda zorluklar yaşamaya başladı. İCK ise her zamanki İCK olarak hayatına devam ediyordu.

Formsuz isimler ısrar ediliyor

İkinci yarı başlangıcı itibariyle JJ değişiklik yapmadı. Aksayan İCK, King ve Crespo sahadaydı. Bundan sebep Sevilla fırtınası esmeye başladı. 11’e karşı 8 oynamak kolay değildi elbette. Samet çok kritik hamlelerine ikinci yarı başı itibari ile de devam etti. Özellikle En-Nesyri’ye adım attırmadı ancak yoğun baskı sonrası saçma sapan bir vuruşun Arao’ya çarpması ile Altay kontrpiyede kalınca top ağlarla kucaklaştı. Golde ikinci yarı oyuna giren Jordan’ın cılız vuruşundan çok, asisti yapan oyuncuya eskortluk yapan İCK’nın payı vardı. JJ yanlış tercihle (hem sistem hem de oyuncu tercihi olarak) kurduğu 11’ini ikinci yarı da değiştirmeyince sonuç kaçınılmaz oldu. İkinci yarı sahada olmayan deplasman takımında değişiklik yapmak her zamanki gibi 65. dakikadan sonra aklına geldi JJ’nin. Batshuayi ve Rossi sahaya girerken; günün kötü isimlerinden Crespo ve gene bir o kadar kötü olan King dışarı alındı. Bu iki isme bu kadar tolerans gösteren JJ ise ayrı bir başarı (!) plaketini hak ediyordu.

Değişiklikler, giren isimlerin de formsuz ve yetenek olarak kısıtlı olması nedeniyle hiç etkili olmadı. JJ 3-4-3 taktiğinden de vazgeçmeyince oyunun sonu kendini belli etmişti. Bu dakikalarda Sevilla çok net bir pozisyonu daha harcadı. Dakikalar 80 olurken JJ, Osayi Samuel’i oyuna aldı sakatlanan Lincoln yerine. Aynı dakikada Bitexen Giresunspor maçını katledip, herseyin tepetaklak olmasına sebep olan Pedro da sahaya girdi. Jesus, Lamella ikinci golü filelerimize bırakınca son 3 dakika kala Arda Güler’i oyuna aldı. Elbette bu hamlelerin faydası olmayacağı net olarak aşikardı. Maç 2-0 ev sahibi galibiyeti ile sona erdi.

Maç sonrası

Jesus'u anlamak zor. 3’lü savunma oynayamayan takımı oynatmaya çalışması mı desem; İCK, King, Crespo gibi formsuz adamları sürekli oynatması mı desem; değişiklikleri zamanında ve yerinde yapmaması mı desem; oyundan çıkanların ayakta durmayacak kadar zayıf olmaları bir yana girenlerin onlardan daha kötü olması-hazır olmaması mı desem; çok iyi oynarken kesik yiyen Zajc mı desem yoksa bu Oosterwelde neden alındı mı desem bilemedim. Hoca kovulmak istiyor çok belli.

Saha içine bakacak olursak Ferdi gene maçın yıldızı idi. İCK, Rossi, King Crespo onun yarısı kadar çabalasa ilk yarı 0-2 olurdu bile. Gene belirtmek gerekir ise Samet de hatasıza yakın oynadı. Çok kritik yerlerde, çok kritik hamleler yaptı. Altay son zamanlarda gösterdiği toparlanma emarelerini 2 gol yediği maçta gene tekrarladı. Lincoln de üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Bu isimler dışında özellikle ikinci yarı formsuzlar ve gamsızlar topluluğu olarak dikkatleri üzerine çekti koca takım. Avrupa Ligi’nde 3. kez üçlü savunma ile maça başlayıp kaybeden oldu JJ. Kalburüstü takımlarla oynadığı hemen her maça üçlü düzenle çıkıp hepsinde de puan(lar) veren bir hocanın bunda ısrarını anlamak mümkün değil.

Bu sezon ile ilgili düşüncelerim zaten haftalar öncesi kendini belli etmişti. Fenerbahçe SK’nin ligde bay geçeceği bir hafta sonrası, ilk maç gene Sevilla ile Kadıköy’de bu akşamın rövanşı olacak. Bence kalite olarak çok üstünde olduğumuz bu takımı JJ, sahaya formda isimler ve doğru taktikle çıkarsa eleyeceğimize inanıyorum ama maalesef hocaya inanmıyorum.

Bu yazıyı kargala!
0 Yorum