Birçok derbinin geçmişi, takımların aynı şehirlerde bulunmasının yanı sıra, takımların değerlerinin çatışmasına dayanır. Buna en büyük örnek de İskoçya’da Rangers ile Celtic arasındaki ezeli rekabettir. 1888 yılından bu yana devam eden rekabet "Old Firm" derbisi olarak da bilinir. Bu derbiye dünyanın sayılı derbileri arasında özel kılan ise mezhep farklılığının ön plana çıkması.

Şehrin batısı ve doğusu Old Firm
Glasgow Rangers 1872 yılında Glasgow’un batısında kuruluyor. Celtic ise, logolarında yazan 1888’in aksine, 1887 yılında Glasgow’un doğusunda. Celtic’in kuruluş amacı Glasgow’da yaşayan mülteci İrlandalılara yardım etmek. 1888, Rangers ile yaptıkları ilk hazırlık maçı olduğu için kulübün kuruluş tarihi olarak kabul ediliyor.
1890 yılında iki takım da İskoçya Futbol Liginin kurucu üyeleri arasında yer alıyor. İskoçya’nın en büyük şehrini ikiye ayıran bu takımların derbi maçının adı "Old Firm" diye geçer. Ancak sebebi biraz belirsiz. Bir spikerin takımları sunarken “like two old, firm friends” (iki eski, sıkı dost gibi) dediği rivayeti var. Toplam 103 şampiyonlukla İskoçya futboluna hükmeden iki takım, 1888’den beri dünyanın en gerilimli derbilerinden birini sahneliyor.

Protestan-Katolik çekişmesi
Ülkenin en başarılı iki takımı... İskoçya’nın en büyük şehri Glasgow’un batısı ve doğusu... Ancak tüm bunlar Old Firm derbisinin atmosferi için çok yüzeysel kalıyor. Celtic, 1887 yılında Büyük Kıtlık’tan sonra İrlanda’dan İskoçya’ya göç eden fakir insanlara yardım etmek için, Katolik papazlar tarafından kurulmuş. 1872 yılında kurulan Rangers takımları arasındaki tarihi rekabet, sportif çekişmenin yanı sıra mezhep ayrılıkları nedeniyle tarih boyunca gündem oluyor. Katoliklerin destek verdiği Celtic ile Protestanların desteklediği Rangers arasında tansiyon hiç düşmüyor.
Glasgow Rangers'ın 1912-1923 yılları arasında başkanlığını yapan John Ure Primrose'un "Sadece Protestanlar, Rangers forması giyebilir." şeklindeki demeci sonrası, Celtic'de Protestan, Rangers'da da Katolik futbolcuların forma giymesi daha da zorlaştı.

Old Firm için yapılan bazı yorumlar
- “İskoçya” deyince Braveheart filminden sonra aklımıza gelen ilk isim Souness’tır. Ona, Fenerbahçe Stadı’nın ortasına Galatasaray bayrağı dikmeye nasıl cesaret edebildiğini sorduğumda hiç düşünmeden şöyle demişti: “Ben yıllarca Rangers-Celtic maçlarında oynadım. Old Firm’ün yanında sadece Fenerbahçe-Galatasaray maçları değil; dünyadaki tüm diğer derbiler, ezeli rekabetler en fazla bir dostluk maçı kadar tehlike arz eder." -Ali Ece
- İskoçların efsanevi hakemi Hugh Dallas... "Yugoslavya’nın dağılma sürecinde, Hırvatlar ve Bosnalılar birbirlerine tecavüz ediyorlar, kafalarını kesiyorlardı. Tam savaşın en çirkin yüzünün yaşandığı günlerde UEFA, Hırvatistan-Bosna maçına beni atadı. O maçı sadece Celtic-Rangers maçını defalarca yönetmiş bir hakemin kazasız belasız atlatabileceğini düşünüyorlardı. Yerden göğe kadar haklılardı. Çünkü Old Firm’le karşılaştırınca bütün maçlar en fazla birbirine düşman mahallenin arasındaki gazozuna maç gibidir.”
- Glasgow’da futbol, ateşli silahlar olmaksızın yapılan savaştır. 1888 yılında başlayan savaş, her sezon 4 kez sahada yaşanır ama 365 gün devam eder. 365 gün boyunca mezhepler, siyasi görüşler ve Avrupa tarihi, en fanatik futbol dininin elbisesini giyerek nefes almadan savaştı. Celtic-Rangers maçlarında; Katoliklerle Protestanlar, İrlanda direnişi ile İngiliz sömürgeciliği, IRA ile UVF, işçilerle patronlar, kiracılarla ev sahipleri, Che Guevera ile CIA, Papa ile Kraliçe, yeşil ve mavi renklere bürünerek karşı karşıya gelirler. 90 dakika tamamlanır ama maç asla bitmez. Mesela Glasgow’da güneş her doğduğunda Rangers ve Celtic; iş yerlerinde, okullarda, sokaklarda, devlet dairelerinde sürekli savaşmaya devam ederler.

Rangers küme düşünce ortalık biraz duruldu
Ancak aradaki gerginliği 2012 yılında Rangers’ın yaşadığı maddi sıkıntılar hafifletmeyi başardı. Finansal olarak büyük bir borca batması ile Rangers’ın tasfiye edilmesi gündeme gelmişti. Yeni bir şirketin kulübü satın alması ile Rangers zorunlu değişikliğe gitti ve üçüncü lige düştü. 2016’ya kadar birinci lige çıkamayan Rangers’ın, Celtics ile yaptığı maçların azalması kulüpler arası gerginliği azalttı. Ancak Rangers’ın "şikeci" lakabını yemesine sebep oldu.
