Gündem Otomotiv

Gündem: Hopp! Sakin!


Onur Nurdoğan 18 Ağustos 10:12

Bugün göğüs dekoltemde eski otomobiller var. Ey gidi eski otomobiller... Sakince kullanılanlar... Sakinlikler...

Kuşaklara göre farklılıklar söz konusu olur tabii. Aklıma ilk gelenler; Şahin, Kartal, Doğan, Broadway, Fairway, Flash, Uno, Tempra, Tipo, Toros. Doğan’ın S’i ve SLX’i vardı. Tıpkı şimdiki Megan’ın Joy, Touch ve Icon paketleri misali.

İlk sürdüğüm araç Toyota Corolla’ydı. Daha doğrusu sürmeye çalıştığım, debriyaj kavramayı öğrendiğim araçtı. Annemin çok yakın arkadaşlarından Fatma Öğretmen’in aracıydı. Yanılmıyorsam da plakası 34 CSD 89 idi. İlk deneyim için ürkütücü bir plakaydı açıkçası. Dönüp geçmişe baktığımda trafikte sinirlerime hakim olmam için bana telkinde bulunanlar, bana aracı kullanmayı öğreten profesyonel olmayan kişilerdi. Oysa ehliyet kursunda bunun eğitimi verilebilirdi belki de. Şimdi veriliyor mu bilmiyorum. Trafikte ufak tefek olumsuzluklarda zaman zaman sinirlenen biriyim ne yalan söyleyeyim ama gün geçtikte bu konudaki farkındalığımı artırmaya çalışıyorum. O an geldiğinde “farkındayım” diyorum kendi kendime ve “saçmalama” diyerek içimdeki frene basıyorum. 

Basıp geçtiğimde gahriihtiyari açtığım kanallar oluyor. Bloomberg’i bilerek açıyorum fakat az sonra diyorum ki “yahu bu kanalı izlemenin anlamsız olduğu bir ülkede yaşıyorum” ve televizyonu kapatıyorum.

Sonra telefonu elime aldım bir gün ve bugday.org adında bir sayfanın bir haberine denk geldim. Haberin başlığı en az plaka kadar ürkütücüydü. “Tarım Zehirlerinde Rekor Artış!” Pestisit, tarımda mahsüllere, bitkilere zarar verme ihtimali bulunan böcekleri, istenmeyen otları vs. yok etmek için kullanılan kimyasal bir madde. Pestisitler mahsüllerde, yani gıdalarda kalıntı bırakabiliyorlar. Manavdan aldığımız sebze ve meyveyi yıkamak biz tüketicinin sorumluluğu fakat üreticinin sorumluluğu şüphesiz daha mühim. İnsanda beyinden böbrek hasarına, kısırlıktan kansere kadar çok geniş bir spektrumda zarar verme potansiyeline sahip. 

Ne mi oldu?

Geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği ülkelerinden yapılan Türkiye kaynaklı 372 bildirim var ve bu bildirim sayısı geçtiğimiz üç yılın ortalamasının yaklaşık üç katıymış! Bu yılın sadece ilk altı ayında ise 259 adet bildirim yapmışlar. Yani Fransa veya Almanya, “Ey Türkiye! Bana üzerinde tarım zehri kalıntısı olan domates göndermişsin. Kabul etmiyorum ve geri gönderiyorum!” diyor. AB Gıda ve Yemler için Hızlı Alarm Sistemi (Rapid Alert System for Food and Feed-RASFF), Türkiye’den ihraç edilen limon, greyfurt, biber, mandalina, portakal, nar, asma yaprağı, ayva, domates, karpuz, maydanoz, üzüm, armut, kabak, patlıcan, yeşil fasulye ve keçi boynuzu zamkında limit üstü pestisit kalıntısı tespit etti. En iyi mahsülü ihraç ettiğimiz gerçeğini kabul olarak alırsak, manavdan aldığımız domatesin durumu?

Anzer balında bir sıkıntımız yok ama Andon suyu? Rize'ye bağlı Andon mevkiinde bulunan ve yıllardır ''şifalı su'' olarak içilen ılıca suyunda Dünya Sağlık Örgütü'nün içme suyunda 10 mikrogram / litre oranında sınır koyduğu arsenik oranının 27 kat fazla olduğu anlaşıldı. He ya!.. Birkaç gün evvel anlaşıldı! Aynen 1-2 gün oldu! Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) arseniği kanser oluşturma özelliği ispatlanmış kimyasallar sınıfında göstermektedir. Haberi okuyunca Rize İl Özel İdaresi'nde çalışan sevgili dostum Cavit Sarıahmetoğlu'nu aradım ve olası bir yanlış anlaşılmaya karşın uyardı. Evet, Andon mevkiinde bulunan ve ''şifalı su'' olarak insanların şişelere doldurduğu ılıca suyu ile Rize genelinde nüfusun büyük bir kesiminin içme suyu olarak kullandığı Andon şebeke suyunun farklı olduğunu, şebeke suyunda herhangi bir sorunun olmadığını söyledi. Keza, birkaç saat sonra da Rize İl Sağlık Müdürlüğü şebeke suyuyla ilgili gerekli denetimlerin yapıldığına ve güvenle içilebileceğine dair açıklama yaptı.

Yukarıda saydığım otomobillerin sürücüleri için bir genellemeyi gözümün önüne getirirsem; Doğan SLX’i, Flash’ı kullananlar pire için yorgan yakarken, Broadway’i kullananlar gayet sakindi. Pestisit veya arsenik ile ilgili anlattıklarımda sakin kalabilirsiniz. Gazetelerde, internette arada bir rastladığınız o tarımla ilgili olumsuz haberlerden biri gibi olabilir. “Bizi kıskanıyorlar, onun için arttı bu bildirim sayıları” dahi diyebilirsin. House of Card’ın 7. bölümünde “Hiçbir şeye inanmayabilirsin; Tanrı'ya bile. Ama hiçbir şeyi de göz ardı etme!” demişti bir abi hatırladığım kadarıyla.

Bu yazıyı kargala!
0 Yorum