Onur Nurdoğan

We <3 Kargala

Bugün göğüs dekoltemde görgüsüzlüğe bağlı israf var. Görgüsüzlükten bağımsız israf da var tabii ki ama ikisi bir araya gelince değme keyfimize…

Bu bir keyif ve şahsen buna itirazım yok. Hatta hamam bir gelenektir. Sık sık gidilen bir yer değildir geneli itibarıyla. Nadiren gidersin, suyla vs. keyif yapıp dönersin.

Senede birkaç kez ben de gidiyorum. Ancak geleneği doğru bir şekilde mi kanıksamışız yoksa evriltmiş miyiz emin değilim. Kurnalar ağzına kadar su doluyor ama sıcak ve soğuk akan muslukları kapatmak diye bir şey yok! Taşıyor sular, biz taslarla durmadan üstümüze, başımıza su döküyoruz; yetmiyor birbirimize su atıyoruz, havalara saçıyoruz… Hamama gidip de üç beş tas suyla kırklanıp çıkan yoktur herhalde. Nitekim, hamam kültürümüze bir de israf yönünden bakmak gerekiyor sanki. Su miktarı bağlamında bazı çevreci anlayışıyla olabilecek kısıtlamalar insanlar tarafından da hoş karşılanabilir. En azından denemek fayda getirebilir. Evet, bu bir israftı.

Şimdi gelelim görgüsüzlüğe. Uçakta kendisine ikram edilen yiyeceği bitirdikten sonra, ayakkabısını çıkarıp iki parmağının arasını kaşıdığı eliyle yediğinden kalan ambalaj artıklarını cam kenarından kabin görevlisine verebilmek için bana “uzatabilir misin?” diyen güzel insan. Yahut “geçen gün gördüm, çalışanım da benimle aynı restoranda yemek yemeye geliyor, böyle bir şey olabilir mi ya?” diyen pek muhterem işveren. Sizleri topluma kazandırmak güç ama imkânsız değil. En azından devamınızı… 

Yazdıklarımın hayal ürünü değil, yaşanmışlıklardan alıntılar olduğunu söylemekte yarar görüyorum. Bu veya farklı örnekleri tefekkür edip, israf ve görgüsüzlük kavramlarını topladığınızda çıkan sonuç? Birçok sonuç çıkacaktır fakat biz “öküzlük” neticesine odaklanalım az biraz.

Öküzlük testi şart!

“Eğitim şart!” diye yıllardır söyleniyor fakat bir arpa boyu yol belki gitmişizdir. Belki öküzlük testi bir miktar çare olur. Bir test yapılacak ve belli bir seviye üstünde öküz çıkanın gelir vergisi artırılacak meselâ. Bir diğer deyişle, ne kadar öküzsen o kadar az gelirin olacak. Bir örnekle izah etmeye çalışayım. Dinlemeyi bilen, kendini ifade edebilen, hobisi olan, dinlenmeyi bilen, eğitim öğretim görmüş, iletişim yetisi olan, okuyan, gezen bir işverenimiz olsun. Bir de bunlardan yoksun bir işverenimiz. İkisi de birebir aynı işi yapıyor, birebir aynı miktarda para kazanıyor olsun...

Heh! Kazanamayacak işte! Tam da bu noktada öküzlük testi devreye girecek! Teste tabi olacaklar ve kim daha öküz çıkarsa onun vergisi artacak, geliri azalacak. Hatta ve hatta 100 üzerinden 50 ve üstü öküz çıkanın vergisi X% kadar artarken, 75 ve üstü öküz çıkarsan da X+Y% kadar vergi artışının yanısıra bir de günlük harcama limiti tanımlanacak. Nitekim, gelirini azalttığımız ve harcama limiti getirdiğimiz öküz, öküzlük seviyesini azaltmak için tırmalamaya başlayacak. Kendini geliştirecek, eğitim falan alacak ki üç sene sonra tekrar girebileceği öküzlük sınavında puanını aşağı çekebilsin.

Velhasıl, “eğitim şart!” felsefesini anlamak istemeyen bizlere “öküzlük artık mesele değil!” ferasetiyle yaklaşmak faydalı olacaktır. En nihayetinde derdimiz, neslini korumaya çalıştığımız penguenler ve neslini kurutmaya çalıştığımız öküzler! Tek bir sorun var. O da şöyle bir haber duymamamız gerekiyor her seçim öncesi. “31 Aralık 2022 tarihinden önceye ait 2.000 TL’yi aşmayan vergi borçları ve cezalar silindi.''