Tarihin en pahalı pizzası hangisidir bilir misiniz? İtalya'daki en lüks restoranın baş aşçısının yaptığı bir margaritta ya da kıymetli dostum @pizzabeyin elinden çıkan bir napolitano?.. Hayır! Ne yazık ki dünyanın en pahalı pizzasını, bir pizza ustası yapmadı. 22 Mayıs 2010 yılında Laszlo Hanyecz, bir forum sitesinde Bitcoin karşılığı pizza almak istediğini duyurdu ve olumlu cevap aldı. Tarihe geçmek isteyen Hanyecz, 2 büyük boy pizza için 10.000 bitcoin ödedi ve tarihe geçti. Bitcoin ile ilk alışverişi yapan kişi olarak mı yoksa iki pizzaya yaklaşık 500.000 milyon $ veren bir "akıllı" olarak mı bilinmez ancak 10 yılda çok şeyin değiştiği kesin. Artık Bitcoin ve kripto varlıklar hayatımızın bir parçası. Bununla ilgili yazarımız @ekrembakirın yazısını okumanızı öneririm. Peki kripto dünyasında kazanmanın yolu nedir? Kripto ticareti yapmak mı yoksa madencilik mi?.. Bu yazıda bu sorunun cevabını bulacaksınız. Yazının devamını okumadan pizza söyleyebilirsiniz.
Hanyecz'in düştüğü hata şu ki elindeki varlığın değerini bilmiyordu. Gerçi Bitcoin o zamanlarda bir çok insan için şaka gibiydi. Zaten kripto varlıkların tamamı böyle idi. Bugün ise dolar gibi bir para birimi. Wall Street gibi bir borsa!.. Altın gibi değerli bir maden. Bir yatırım aracı!.. Hem de yüksek riskli! Ne kadar yüksek riskli olduğunu Hanyecz'e sorabilirsiniz. O gün 41 dolar eden 10.000 bitcoin bugün yüz milyonlarca dolar ediyor. Böylesine büyük bir kaybın olduğu yerde elbette kazananlar da vardır. Peki nasıl? Klasik anlamda kripto işindeki oyuncuları kabaca ikiye ayırabiliriz: Madenciler ve al-satçılar... Bu modellerden ilki üretici mantığı ile çalışırken diğeri tüccarlıktır diyebiliriz.
Madencilik az riskli ve uzun vadeli
Madencilik, özel bilgisayar ekipmanı gerektiren karmaşık bir kodu çözerek bir kripto para biriminden para kazanmanın bir yoludur. İlk zamanlarda bu işi yapmak hem karlı hem de kolaydı. Yani kripto madenciliğinden para kazanmak işten bile değildi. Çünkü bu işi yapan kişi sayısı azdı. Ancak öyle büyüdü ki piyasa, kripto madenciliği artık başlı başına bir iş. Yani "şöyle bir kaç bilgisayarım olsun, kuvvetli bir sistemle madencilik yapayım" derseniz bulabileceğiniz madenler çakıl taşından hallice olur. Zira bitcoin gibi değerli olanlar ile değil piyasada henüz adı sanı duyulmamış altcoinler ile bu işi yapabilirsiniz. Kim bilir? Belki de kazıdığınız madenler yıllar sonra milyon dolarlık olur. Tabii pizza almamışsanız... Ancak değerli kriptolarda maden kazıyacaksanız bu iş için, bireysel kurulumlar neredeyse imkansız. Becerebilirseniz %100 verimlilik ile, maliyetini bir senede karşılasa da ciddi bir yatırım gücüne ihtiyacınız var. Zira kurulum maliyeti, öyle 3-5 bilgisayarla değil GPU (ekran kartı) çiftlikleri ile -yüz binlerce lira- hesaplanıyor. Hele ki günümüzde fiyatları iyice artan bu birimlerin yanında, ASIC (uygulamaya özel entegre devre) madencilik çipleri ile çok ciddi bir yatırıma ihtiyacınız var. Üstelik muazzam enerji yükü ve harcaması var. Üst düzey bilgi gerektirmesi de cabası. En önemli yanı da şu ki devamlı ilgi ve bakım isteyen bir model. Anlayacağınız madencilik için artık sadece nakit (yatırım-yüksek ekipman) koymak yetmiyor; aynı zamanda vakit de istiyor. Yani "öyle tek takılayım" derseniz bir ömür sap kalırsınız. Peki yok mudur yolu?
Bireysel olarak yapmak imkansız
En nihayetinde Çin (yasaklandı ama taşınıyorlar) ve İzlanda'nın membah olduğu, GPU çiftlikleri kuramayacaksanız sizin için çözüm havada. Yani bulut!.. Birçok yazımda bahsettiğim bulut sistemler, kripto madenciliği için de çözüm. Yani büyük firmaların maden sistemlerine dahil olup telefonlarınızı/bilgisayarlarınızı, onlar adına çalıştırıyorsunuz. Üstelik bilgi ve yüksek giriş maliyeti olmadan... Tabii kurulu düzen olunca payınız da azalıyor. Dolayısıyla karlılığınız, -yıllık 20/30 seviyesinde- nispeten az ve uzun vadeli olsa da bulutta madencilik yapacaksanız avantajınız şunlar oluyor: İstikrar, düşük risk, günlük kar çekme...
Kripto ticareti yüksek riskli
Diğer yöntem ise borsacılık oynadığımız kripto ticareti. Hatta bir nevi yeni nesil borsa... Bu yöntem için temel düzeyde uygulama bilgisi ve kripto takibi yeterli. Tabii ki bir de para... Çünkü çoğunlukla davetkar borsalara girip hesap açmak ve sisteme dahil olmak çocuk oyuncağı. Ancak sıkıntı şu ki bu kadar dalgalı bir piyasada kaybetmek de öyle. Bir sürü aracı borsa uygulaması, basitleştirilmiş arayüzler ile bir insanları kolay paraya çağırıyor. O zaman kripto ticaretinin avantajlarını da şöyle sıralayalım: Yüksek kar, kolay entegrasyon ve düşük ekipman (akıllı telefon/tablet/PC)
Kolay para için bazen bir yıldan fazla beklemek gerekiyor. Mesela en popüler kripto paralardan biri olan Eteryum, 2018'deki zirve fiyatlarından sonra 2019 yılındaki çakılmayı ancak 2020 yılında -kısmen- toparladı. Yani kripto tüccarlığının temeli duygusal güç ve sabır!.. Yakın zamandaki thodex vurgunu bir yana güvenilir borsalarda bile sıklıkla yaşanan sistemsel sorunlar, büyük kayıplara yol açıyor. Bu yüzden asla "en başında kaybetmeyi göze aldığınız paralar" dışında bir meblağla oynamayın ve bu bir yatırım tavsiyesidir. Çünkü her ne kadar analiz ve takip ile binlerce lira kazanmak ya da 1 koyup 100 almak mümkünse de tam tersi de geçerli. Sonuçta duygusal yük ve insan eğilimleri tahmin edilemez. Şans faktörünü unutmamak gerek. Bir de Elon Musk'ı!.. Bir twit ile elinizdeki kriptoyu aya uçurabilir ya da pula çevirebilir. Dikkatli olmak gerek. Yani kripto tüccarlığı ile yüksek risk, potansiyel kar belirsizliği, paranızı tamamen kaybetme gibi dezavantajları kabul ederseniz yılda %500-1000 karlılık elde edebilirsiniz. Sonuç garanti bir yöntem arıyorsanız uzun sürede küçük küçük kazanan bir madenci olabilirsiniz. "Senede %20-30 yetmez" deyip paranızı on katına katlamak için de tüccarlık yapabilirsiniz. Ancak tamamını kaybetmek riski ile... Karar sizin. Şimdi pizzanızı afiyetle yiyebilirsiniz. Yalnız sakın ola ödemeyi kripto paranız ile yapmayın.