Aktüel

HAYATTAN PAYIMIZA DÜŞEN MUTLULUK


Konuk Yazar 20 Mayıs 08:58

Mutluluk katsayımız gelişen ve değişen dünya düzeni ile aynı oranda artmadı. Bunu özellikle sokağa çıktığımızda rahatlıkla görüyoruz. Gerek insanların yaşamlarının zorlukları gerek elde edemedikleri gerek elde ettikleri insaları artık mutlu etmeye yetmiyor. Peki insanların mutlu olmama nedenleri arasında neler var? Gençlerimizin ne kadarı mutsuz? Mutluluğun sırrını yakalamak mümkün mü? Bu haftaki konumuz hayattan payımıza düşen mutluluk üzerine.

Mutluluk araştırması

Beykoz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu tarafından Oxford Mutluluk Ölçeği kullanılarak yapılan araştırmaya göre okuldaki gençlerin %49'u yaşadığı hayattan mutlu. %51'lik kısım ise mutsuzluk eğiliminde olduğunu belirtmiş. Bu rakamlar Türkiye İstatistik Kurumu'nun yapmış olduğu araştırmayla da paralellik gösteriyor. TÜİK'in 2020 verilerine göre 18-24 yaş grubundaki gençlerin %47'si mutlu olduğunu beyan ediyor.

Mutsuzluğun temeli

Aslına baktığımızda mutlu olmak ile sahip olmak arasında bir bağ var. Bu bağ çocukluktan itibaren başlayan bir süreç. Bir bebeğin mutluluğu annesinden süt içmesiyken, yedi yaşındaki çocuğun mutluluğu sevdiği bir oyuncak. Yetişkin bir bireyin mutluluğu istediği evi, arabayı almakken, ikinci baharını yaşayan büyüklerimizin mutluluğu da huzurlu bir yuvadır.

Gördüğümüz gibi mutluluk kişiden kişiye, yaştan yaşa değişen bir durum. Fakat bizim çocuklarımıza vereceğimiz mutluluk onları anlık olarak mutlu etse de ilerleyen süreçte durum tersine dönebilir. Özellikle son zamanlarda ebeveynler çocuklarının ağlamaması için her şeye tamam diyecek duruma geldi. Ağlamak da doğal olarak çocuklar tarafından bir koz olarak kullanılmaya başlandı. Bu şekilde her istediğini elde eden çocuklar mutluluğu bu şekilde bulmayı alışkanlık haline getiriyor.

Okulda mutluluk

Okul çağına gelindiğinde ise çocuğun ve ailenin temel hedefi sınıfların başarılı bir şekilde geçilmesi. Mutluluğun temel amacı sınıfların başarıyla geçilip ödüllerinin alınması üzerine kuruluyor. İçinde bulunduğumuz eğitim sisteminin sınıf tekrarına sıcak bakmaması da işleri biraz daha karmaşık hale getiriyor. Sınıfta kalmanın velinin insiyatifine bırakıldığı günümüzde velilerin büyük çoğunluğu çocuklarının sınıf tekrarına sıcak bakmıyor. Çocuklar, başarısız olsalar da sınıf atlayacaklarını biliyor ve bunun için çaba harcama da azalıyor.

Tek amacı sınıflarını başarı ile geçmek olan çocukların, başarısız olsa da sınıf geçeceğini bilmesi oyunu bozan en temel unsur. Hâl böyle olunca mutlu olmak için ortadan engelleri kaldırmış oluyoruz. Fakat mutlu olması için uğraşırken en büyük kötülüğü yaptığımızın farkına varmadan.

Yarış düzeni

Olumsuz sonuç alamayacağını bilen bireylerin yanında bir de sürekli yarış halinde olan çocuklarımız var. Sınavlarda sürekli olarak yüksek not alıp başarılı olmak zorunda olan çocuklarımız için hayatın tek gayesi akademik başarı. Durum böyle olunca, ailenin bu yönde baskıları bitmeyince çocuklarımızda da erken yaşlarda huzursuzluk, agresiflik ve gerginlik belirtileri kendini gösteriyor.

Gerçeklerle yüzleşmek

İşte tüm bu durumlardan sonra eğitim hayatlarını bitiren çocuklarımız her şeyin istediklerinde olacağını düşünerek eğitim hayatlarını bitiriyorlar. Eğitim hayatının bitmesi onları gerçek hayat ile karşı karşıya getiriyor. Gerçek hayat ise onlara sunduğumuz toz pembe hayatın tam tersi yönünde ve acımasız.

Yapılması gerekenler

Bunların ışığında yarınımızın ışığı gençlerimizi gerçek anlamda mutlu etmek bizim birinci önceliğimiz haline geliyor. Fakat bu mutluluk bazı şeylere endeksli olmayacak şekilde gerçekleşmek zorunda. Bu mutluluk şartlı değil içten olmak zorunda. Aile ortamındaki ilişkilerde aranmalı. İnsanların birbirlerine değer verdiği ortamlarda olmalı. Çıkarsız sevgi temelinde olmalı.

Sevgi sahip olduklarımızın kıymetini bilmek en büyük mutluluk kaynağı olmalı insan için. Bir şeyleri gerçekten başarma duygusunu yaşamalı mesela bir insan. Emek verdiklerinin sonuçlarını görmek insanı mutlu etmek için en büyük etmenlerden biridir. Hayat gerçekten kısa. Çocuklarımıza, gençlerimize gerçek anlamda mutlu olmayı öğretmek de bizim görevimiz. Ama ilk önce mutlu olmayı bilerek başlamalıyız bu serüvene. #nevarneyokkargala

Bu yazıyı kargala!
0 Yorum