Aktüel

Mutlu İlişkiler İçin Bir Niyet Analizi


Sezer Aygün 14 Aralık 11:32

Büluğ çağıyla beraber hormonların tetiklenmesiyle insan çeşitli biyo-psiko-sosyal değişim içine girer. Bu değişim aynı zamanda cinsiyet rollerini de belirler. Amerika'da bir araştırmada kadın cinsiyet rolünün ilgili, güvensiz, yardımsever, duygusal, sosyal ve utangaç olduğunu buldu. Buna karşılık aynı araştırma erkek rolünün küstah, kendinden emin, saldırgan, tutkulu, duygusuz ve baskın olması gerektiğini söyledi. Geleneksel olarak da günümüze getirdiğimiz sterotipik kadın ve erkek cinsiyet rollerini edinmek romantik ilişkilerden ne beklediğimiz konusunu da etkiliyor. Bu etkileşim evliliği -yani eş seçmek ve ilişkiyi başarılı yapıp yapmadığımız sonucunu- ise doğrudan ilgilendiriyor.

Edindiğimiz roller romantik ilişkilerde kimi istediğimiz konusunda da beklentilerimizi şekillendiriyor.

Aradığımız aşk mı mantık mı?

Amerika'da yetişkinlerin romantik ilişkileri %90 evlenmeyle sonuçlanıyor. Fakat bu evlilikler %40-60 oranında devam etmiyor. İkinci evliliklerin boşanmayla sonuçlanma ihtimali ise daha yüksek. Araştırmacı John Gottman bu boşanmaların sebebini bulmak için 14 yıl boyunca çiftleri inceledi. Onların sosyal etkileşimlerini ve fizyolojik tepkilerini videoya aldı. Elde ettiği sonuçlara göre evliliklerin hangisinin devam edeceği konusunda yaptığı tahmini %91 doğru sonuç verdi.

Eleştirmenin gücü adına

Eşlerden biri veya her ikisi de diğerini fazla eleştirdiğinde hemen savunma ortamı meydana geliyor. Tartışma esnasında biri veya her ikisi diğerini küçük görüyor. Özellikle erkek problemi tartışmak yerine kendini bloke ediyor. Anlamaya çalışmak yerine savunmacı olmak, küçük görmek ve bloke olmaktan kaynaklanan gerginlik evli çiftlerin gitgide daha mutsuz ve gergin olmasına sebep oluyor.

Bunun yanı sıra evliliklerini mutlu sürdüren çiftlerde karşıya gönderilen negatif sinyallerden beş kat daha fazla tutkulu sinyal gidiyor. Her insanda iletişim için gerekli sosyal beceriler olmayabilir. Ancak problemlerle nasıl başa çıkılacağını ve etkili iletişimi öğreten programlara katılan çiftler daha düşük oranda boşanmaya karar veriyor. Bu programlar aile içi şiddetin azalmasına da sebebiyet veriyor.

Mutlu olmak ama nasıl?

John Gottman araştırmasındaki evliliği mutlu sürdüren çiftler küçük görme, bloke olmak gibi sorunlara açık ve dürüst geri bildirimler veriyor. Daha az savunmacı olurken daha fazla destek olmaya çalışıyor. Değişmesi pekte mümkün görünmeyen davranışları görmezden gelmek konusunda ise daha başarılılar. Gottman aynı dalga boyutunda olan eşlerin mutlu olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söylüyor. Buna birbirine senkron olmak veya geleneksel yaklaşım ile benzer bakışa sahip olmakta diyebiliriz.

İdeal eş şeması

Eski zamanlara göre sevgi ve aşk üzerindeki çoğu gizem ortadan kalktı. İlişkilerde bir çok teoriye göre insan davranışlarının bir karşılığı var. Örneğin ilk görüşte aşk için Sternberg yakınlık ve bağlılık olmaksızın sadece tutkuların etkili olduğu büyülenmiş bir sevgi der. Sevgiyi tutkulu ya da arkadaşça olmasını belirleyen bileşenler var. Bizim cinsiyet rollerimiz var. Gottman da araştırmasında bütün bunları birleştirdiğinde ortaya mutlu bir ilişki için ideal eş prototipi çıkartıyor.

  • Nazik
  • Heyecan verici
  • Zeki
  • Fiziksel çekicilik (oy verenlerin çoğunluğu erkek)
  • Sağlıklı olmak
  • Yumuşak başlılık
  • Yaratıcılık
  • Çocuk istiyor olmak
  • Para (oy verenlerin çoğunluğu kadın)

İlişkiler doğrusal mıdır?

Tabii ki değildir... İnişleri çıkışları olmayan ilişki çeşidi var mı? Son olarak başka bir araştırma sonucunu yazayım. İnsan hayatındaki mutsuzluğun en dip noktası ergenlikteki çatışma süreci. Bunun tam tersi zirve noktalarından biri ise anne babanın çocuklarını yuvadan uçurduktan sonra geçirdikleri huzurlu vakit. Bu arada geçen zaman ise çok emek isteyen uzun süreli bir maraton koşusu. Latince özlü bir söz "bis repetita placent". "Tekrar eden baştan çıkarır." İstikrarlı eylemler içinde yaşadığımız sisteme güçlü mesajlar iletir. Yani mutluluğun zirve noktasına ulaşmak istiyorsanız mutlu ilişkiyi istediğinize dair güçlü ve tekrar eden eylemleri hayata geçirmelisiniz.

Bu yazıyı kargala!
0 Yorum