Narco-Saints Netflix'in en çok izlenenler listesinde olan bir k-drama dizisi. Yani Kore draması... Ayrıca gerçek bir olay uyarlaması... Din, siyaset, polisiye ve uyuşturucu kaçakçılığı konuları konularını barındırdığı için izleyenleri ekran başına bağlıyor.
Yunan Mitolojisi'nde Hypnos uyku tanrısıdır. Hypnos, Lethe nehri yakınlarında bir mağarada yaşar. Bu mağaranın önü haşhaş ve hipnotik bitkiler ile betimlenir. Hypnos da kimi zaman elinde haşhaş suyu kadehi ile betimlenmiştir. Hypnos'un üç oğlu vardır. Bunlar Phobetor, Phantasos ve Morpheus... Phobetor kabus gördürürken Phantasos -fantastik- rüyalar gördürür. Morpheus ise bildiğimiz uyku tanrısı. -Namı diğer Sandman.- Morfin kelimesinin kökeni de Morpheus'tan gelmektedir. Sanırım babasının haşhaş bitkisini işleyen Morpheus olmuş. Bu sayede insanları uyutup, rüya görmeye neden olduğu için morphium -yani morfin- de ismini Morpheus'tan almış.
Mitolojide uyuşturucu
Mitolojiye baktığımız zaman haşhaş ve uyuşturucu bitkiler birçok efsanede karşımıza çıkar. Bunlardan birisi de Demeter ve Persephone'nin olduğu mevsimleri konu alan efsanedir. Bereket ve mevsimlerin tanrıçası Demeter kızı Persephone'yi Hades'e kaptır. Ne yapsa onu geri alamaz. Demeter kızını kaybedişi sonrası haşhaş taneleri ve gelincik yaprakları yerken betimlenir.
Farklı bir kültürden başka bir örnek verelim. Eski Mısır'da Toth afyonu bulan ve insanlara sunan tanrıdır. Onların uyuşmasını sağlar. Ayrıca Çoğu farklı din ayinlerinde uyuşturucu madde kullanılmıştır. -ki hala kullananlar vardır.-
Uyuşturucu özellikle gelişmemiş toplumlarda siyasi ve askeri güç için de kullanılmaktadır. Küçük yaşta bağımlı olanlar uyuşturucuya ulaşabilmek için tedarik edeni desteklemektedir. Bu yüzden söylenen her şeyi yaparlar. -Nitekim İngilizce suikastçı, katil kelimelerinin kökeni Hasan Sabbah'ın Haşhaşileri'ne dayanmaktadır.- Böyle devletlerde uyuşturucu kaçakçılığı çok olduğu için ülkenin her kesiminden büyük rüşvetler alanlar da olmaktadır.
Narco-Saints dizimizin konusu da tam olarak bunları kapsıyor. Kang In Gu zor bir çocukluk geçirmiştir. Annesini ve babasını kaybettikten sonra iki kardeşine o bakmıştır. Bir süre sonra evlenip çocukları olan Kan In Gu çocuklarına rahat bir yaşam sürebilmek için bazen günde üç işte çalışır. Bir kitabımda "Yaşamı hak etmeyenler de bu güzel hayatta yaşadıklarını sanıyorlardı. Sadece kalbin atması yaşamak olarak addedilmiyordu oysa. Küçük pişmanlıklardan sonra ani kararlar alıp, hayatını değiştiremiyorsan yaşamıyordun. Rutine devam etmek zaten ölmek demek değil miydi? Kalk, işe git, gel, yemek ye ve yat… Keşke sözcüğü çıktığında ağzından; gözlerin ağırlaşıyor ve ağzını oynatamaz oluyordun, ölüyordun…" yazmıştım. Kan In Gu da tam bunları düşünürken yakın bir arkadaşı bir iş teklifinde bulunur. Arkadaşı ona "Surinam'dan vatoz balığı alıp Güney Kore'ye göndermeyi" teklif etmiştir.
Dizinin konusu
Kan In Gu bu teklifi enine boyuna düşünür. Detaylı bir araştırma yapar ve eşinin rızası olmamasına rağmen kabul eder. Çünkü Surinam'da vatoz yenmez ve geri atılır. Bir nevi bedavaya aldıkları ürünü yüksek miktarda satacaklardır. Her şey planlanan gibi olmaz. Önce başları Surinam çeteleri ile derde girer. Bu sorunu bir papaz araya girerek çözer. İşler bir süre rayında gider. İki arkadaş kazançlarından memnundur. Sonrasında ise balıkların içinden uyuşturucu madde çıktığı için Kan In Gu tutuklanır. Kan In Gu hapishanedeyken gizli bir casusluk teşkilatı ona bir anlaşma önermiştir. Bu anlaşma doğrultusunda Kan In Gu Surinam'ın uyuşturucu baronu olan, papaz Jeon Yo Hwan'ın yakalanmasına yardım edecektir. Macera bundan sonra başlar.
Uyuşturucu baronunu söylemek asla sürpriz bozan değil. Çünkü dizinin adı Narco-Saints. Narco kelimesine hem yukarıdaki açıklamadan hem de Pablo Escobar'ı konu alan Narcos dizisinden aşinasınız. Saints de aziz/azize demek. Saygı duyulan kişiler için kullanılan ifade genelde Hristiyanlıkta bir rütbe. İkisi birleşince ortada sürpriz kalmıyor.
Narco-Saints izlemeye başlayınca ekranda gerçek bir olay ifadesi beliriyor. Hikaye elbette gerçek olabilir ama ne kadarı gerçek bilemeyiz. Sonuçta Gandalf "Her güzel hikaye biraz abartıyı hak eder." der.
Narco-Saints oyuncu kadrosuna bakacak olursa Kan In Gu karakterini Ha Jung-woo canlandırmış. Oyuncuyu ilk bu dizide seyrettim. Şahsen oyunculuğu benim hoşuma gitti. Özellikle mimikleri çok başarılı. Gizli ajan Choi Chang-Ho rolünde de Park Hae-soo'yu görüyoruz. Onun yüzüne Squid Game'den aşinayız. Hani Gi-hun'ın güvendiği ve kendini sırtından vuran çocukluk arkadaşı vardı ya. İşte o! Son olarak uyuşturucu baronu, papaz Jeon Yo-Hwan rolünde Hwang Jung-min'i görüyoruz. Vaaz verirken onu bir papazdan ayırt etmek gerçekten zor.
Narco-Saints oyuncu kadrosu
Narco-Saints izlerken insanların dini duygularının nasıl suistimal edildiğini de görüyoruz. Bu seferki suistimal bambaşka. İzlerken ne demek istediğimi anlayacaksınız. Din gibi temiz bir unsurun kirli ellerde nasıl bir silah olduğunu göreceksiniz. Dini kullanan kişilerin ise dinle alakasının olmadığına ve sadece işlerine geldikleri zaman dini söylemleri dile doladıklarına şahit olacaksınız.
Zamanında Karl Max "Din halkın afyonudu.," demiş. Amerika'da yapılan bir araştırmalarda dinin, uyuşturucu maddenin ve seksin beyinde aynı bölgeyi -yani ödül merkezini- aktive ettiği ispatlanmış. Kısa bir bilgi olarak onu da iliştirelim.
Narco-Saints dizisinin k-drama olduğunu bilmeden izlemeye başladım. Konusu güzel geldiği için de kapatmadım. İyi ki izlemişim! Kısaca gerçek yaşam öyküsüne dayanan yapımlar hoşunuza gidiyorsa gönül rahatlığı ile izleyebilirsiniz.
Uyarı: Uyuşturucu maddelerin hepsi birbirinden tehlikelidir. Bu maddeleri kullanmak özenilecek bir durum değildir. Bu maddeleri kullanan kişilerin tek amacı bu maddelerden arınmaktır. O yüzden asla "bir seferden bir şey olmaz." diyerek denemeyin. Ne kendinize zarar verin ne de sevdiklerinize.
Dizinin karavan puanı,
Bu yazıyı kargala!
.jpg)
