Sinema & TV

Prime'ın Behzat Ç.' si Bosch ile Tanışın


Onur Ömer Düzgün 2 Nisan 10:42

Karavanımız ile bu hafta Los Angeles’ a, melekler şehrine gidelim istedim. Nedeni ise Bosch’u bitirmiş olmam. Sıcağı sıcağına dizi üzerine konuşabiliriz.

Kahramanız Harry Bosch’u Titus Welliver canlandırıyor. Oyuncu farklı dizilerde boy göstermiş, başarılı bir oyuncu. Dizide asker kökenli, deneyimli, işinin kompetanı bir cinayet bürosu dedektifini canlandırıyor. Biraz arıza bir tip. (Çoğu cinayet bürosu polisi aynı sanırım.) Tüm olumsuz olaylar sanki onu buluyor. Arızatoner yani. 

Diziyi izlemeye başlarken “şu gizemi ben çözeyim, biraz aksiyon göreyim” diye umarsanız, hayal kırıklığına uğrarsınız çünkü dizi biraz daha kasvetli ve gerçekçi bir şekilde çekilmiş. Sorgulama anı, davanın duruşması, ofisteki ilişkiler ve diyaloglar çok gerçekçi şekilde işlenmiş. 

Dizinin ilk sezonu, Bosch’un bir katil zanlısını vurup, öldürmesi ile başlıyor. Bu dava yüzünden zor zamanlar geçiren dedektif aynı zamanda rastgele bulunan, 12 yaşındaki bir çocuğa ait olan kemikleri araştırmaya başlıyor. Hapishane farklı bir suçtan dolayı cezasını çeken bir katil, cesedin suçunu da kendisin işlediğini söylüyor. Neticede işler iyice karışıyor.

Çok güzel manzarası olan bir evde Bosch yalnız yaşıyor. Eşi ile yıllar önce ayrılmışlar. Annesi ile yaşayan bir kızı var. Başlarda ilişkileri soğuk olsa da zamanla toparlıyorlar.

İnsanlar ile dertleşmeyi sevmeyip, içine atmayı tercih ediyor. Bunda büyük ihtimalle çocukluk zamanının etkisi büyük. Annesi bir hayat kadını ve cinayete kurban gidiyor. Yetiştirme yurtlarında, zor koşullar altında büyüyor. Annesinin cinayet faili, meçhul olarak kalıyor. Bir taraftan da annesinin dosyasını kapatmak için gizlice çalışıyor. Diğer sezonlarda bu konu üzerinde daha çok duruluyor.

Bu karakter çok tanıdık değil mi?

Aranızdan birisi “kuralları pek sevmiyor, eski eşi ve kızı ile sorunları var, herkes ona karşı ve her şey onu buluyor” diyeniniz oldu. Onun aklından geçeni okudum. Cevap veriyorum, Bosch “hadi la yürü” diye konuşmasa da Behzat Ç.’yi tavırları ile anımsatıyor. (Ama evi daha güzel ve düzenli.) Bosch’un akbabası, hayaleti ve Harun’ u yok ama ortağı Jerry Edgar ile iyi bir takım olmuşlar. Bosch’un devamlı gittiği bir pavyon da yok ama takıldığı bir bar var. Bu yüzden Behzat Ç. sevenler bu diziyi de genellikle seviyorlar.

Dizinin introsu geçmek istemeyeceğiniz kadar güzel seçilmiş bir müzikten oluşuyor. Dizinin içeriğinde de jazz parçaları özenle seçilmiş ki; Bosch günün yorgunluğunu atarken sizlerde onunla birlikte dinleniyorsunuz.

“Gerçekçi bir polisiye dizi arıyorum, biraz da uzun sürsün hemen bitmesin” diyorsanız sizi Harry Bosch ile tanıştırmış oldum. Bundan sonra arkadaşlığınız size kalmış.

Bu yazıyı kargala!
0 Yorum