Doğduğumuz ülke, aile, kişilik yapımız ve mizacımız bize hemen bir hayat çizgisi belirler. Zamanla kucağımızda bulduğumuz Bazı hedeflere ulaşmaya çalışırız. İlk hedef zorunlu eğitimi tamamlamaktır. Okulu bitirmek mecbur bırakıldığımız bir hedeftir.
Birçok zaman kucağımızda bulduğumuz hedefler kalbimizdeki hedeflere ulaşmamıza engeldir. Bazen de kalbimizdeki hedef için çalışırken kendimizi farklı bir sonuçta buluruz. Bu sonuç bizi daha çok mutlu edebilir. Tersi de olabilir. Hedefimize ulaşmak bizi mutsuz kılar.
Aslında kalbimizdeki hedefe körü körüne ilerlemek yerine seçtiğimiz hedefin mantıklı olup olmadığını anlamak daha önemlidir. “Hedefine odaklan sorunlara aldırma” demek yerine “önce hedefini incele sonra mantıklı mı? Mutlu edecek mi? Yapabilecek miyim?" sorularını cevapla demek daha mantıklıdır. Karar aşamasındayken başkalarının yolu , başarısı “gerçekte” bizi çok da ilgilendirmemelidir.
Hedef nedir?
Hedef, ulaşmak için az ya da çok çaba gösterilmesi gereken bir şeydir. Buzdolabındaki çikolata basit bir hedeftir. Ulaşmak az çaba gerektirir. Yüksek lisansı bitirmek için çok sayıda sorunu çözmek gerekir. Yüksek lisansı bitirmek için engel olan “sorunları çözmezsek hedefimize ulaşamayız”. Bu hedef çok çaba gerektirir.
Olan şeyler yaşamın matematiği ile ilgilidir. Bilgeler binlerce yıldır bu matematiği inceliyorlar. Bu süreçte ortaya bir yapı çıkmıştır. Yapı zaten vardı. Görünmez olan esas gerçek bu şekilde yavaş yavaş görünür hale geldi.
Bunu modern bilimin yapısıyla da açıklayabiliriz. Kuantum fiziğine taşları üst üste koyarak geldik. Ondan önceki fizik kuantum fiziği ile birlikte kullanılıyor. Önceki bilgilerle yeni bilgiler arasında bir armoni gelişiyor. Nokta ve daireden kuantum fiziğine üst üste koyarak geldik. Nokta ve daire hala var. Yanına daha önce bilmediğimiz kuantumu ekledik.

Kader ve şans
Bir soru soralım. Bazıları bizim hedefimize bizden çok daha az çabayla ya da çok daha çabuk nasıl ulaşabiliyor?
Nedeni çok açıktır; kader ve şans! Bunlar tek tip değildir. Her konuda isteklerimize cevap vermezler. Elbette bir şanssızlık yaşadığımızda hayat bitmiş olmaz. Olaylar kadersel olarak ilerler. Çoğu zaman tamamen şanslı ya da tamamen şanssızlık yoktur. Elbette uç örnekler vardır.
Olayların doğal gidişatı dışında ayrıca kişilik ve mizacımızdaki bazı özelliklerde kadersel başarısızlığımıza etkendir. Bu da bir çeşit kaderdir. Kişiliğimizle ilgili farkında olmadığımız bu ketleyici konu, odaklandığımız bir çok hedefimizde engel olarak karşımıza çıkar. Bu, ana olgunluk konumuzdur. Değişim göstermemiz gereken konuyu aşamadığımızı çoğu zaman belli bir yaşa kadar fark etmeyiz. Her olayda gizli bir şekilde çalıştığını da ayrımsayamayız.

Ezoterizm ve enerji
İkinci olarak bize enerji veren, yaşama isteğimizi arttıracak bir konu vardır. Bu konunun kısmen farkındayızdır. Başarı anlayışımızı bu yapı oluşturur. Bir yere kadar da diğer insanlardan bizi ayrıştırır. Aslında bütün başarı anlayışımız bize enerji veren konuyla ilgilidir. Yaptığımız herşey onu desteklemelidir. Ona zarar verecek hiçbir işe girmek istemeyiz. Bu konu numerolojinin konusudur. Ancak diğer tüm ezoterik uzmanlıklar da bununla ilgilenir.
Aslında hayatımızda karmaşaya neden olan esas sıkıntıyı ezoterik konuları araştırarak ya da tecrübeli bir uzmandan danışmanlık alarak bulabiliriz. Bu bilgi o kadar geniştir ki bulunmuş her boyut kendi uzmanlık alanını oluşturarak kendi içine çekilmiştir. Bilinen ve bilinmeyen bütün boyutlar üzerimizde etkindir. Kuantumdaki belirsizlik bu durumu çok güzel açıklar. Ezoterizm; yoga, tasavvuf, astroloji, numeroloji, “Orijinal Tarot”, enneagram, kuantum fiziği, kimya, tıp ve psikoloji biliminin içinde gizlidir.
Bu konularla ilgilenmeyen kişiler haklı olarak bu bilgilerden bazılarını kehanet için kullanmak ister. Ancak sihrin de bir sınırı vardır. Güzel olan da bu değil midir zaten? Her şeyi tam bilip ne yapacaksınız? Bunun yerine kendini tanımanın birçok sorunu çözeceğini görebilmek ve bunun için çabalamak daha fazla fayda sağlayacaktır.
Gelecek geçmişten ve şimdiki andan yoğurulan bir şeydir. Gelecek, kader ve şansla ilgilidir. Geleceğin bu bağlayıcılığı ise geçmişi ve şimdiki anı etkiler. Aslında görünen isteklerimiz maddiyat konuları, mevki başarısı, evlilik, çocuk ve haz veren başka küçük şeylerdir. Bunlar geçici mutluluk verir. Hedeflediğimiz ve başarı olarak algıladığımız bu konular dengeli olduğu takdirde gereklidir de. Özümüzün isteği ise huzurdur. Farkındalık seviyemiz ise huzura ihtiyacımızın olduğunu ne kadar bilip anladığımızla ilgilidir.