Prime Video'nun feminist distopyası The Power dizisinden haberiniz var mı? Paralel bir evrende kadınların evrilerek yeni bir organa sahip oluyor. Bu organ onlara büyük bir güç veriyor.
The Power Naomi Alderman'ın aynı isimli romanından uyarlama. Naomi Alderman, Orwell Ödüllü bir yazar. Dizinin çekimleri de Chernobyl ekibine ait.
The Power dizisinin kısaca konusuna bakalım. Ergenlik çağına gelen kızlar elektrik üretebiliyorlar. Göğüs kafeslerindeki yeni bir organ sağlıyor bu gücü. Yapılan incelemelerde yeni doğan kız çocuklarında da bu organın olduğu görülüyor. Ayrıca yaş almış kadınlarda organ bulunmamasına rağmen onlar da aktarım ile bu gücü elde edebiliyorlar. Aktarım ise güce sahip bir kadından diğerine tabiri caiz ise el verilmesiyle meydana geliyor. Hal böyle olunca kısa sürede dünyanın düzeni değişiyor. Ataerkil toplum yapısı yıkılıp anaerkil toplum yapısının taşları atılıyor.
Yeni Bir Organ
Başlarda bu güçten korkan kızlar da oluyor. Hatta eski günlerini özlemle arayanlar da. Elbette güce dünden hazır olan ve anında kullananlar da var. Mesela ilk Arap Yaramadası'nda kadınlar örgütlenip bağımsızlıklarını ilan ediyor. Bu uğurda kayıplar verseler de amaçlarına ulaşıyorlar.
The Power tam burada akıcı bir hal alıyor. Tunde, gücün fark edildiği ilk anlarından beri haber yapmak ister. Bu uğurda büyük tehlikeler atlatır ama amacına ulaşır. Diziyi izlerken farklı coğrafyalardan farklı karakterlerin hikayesi konu anlatılıyor. Tunde sayesinde bu hikayeler birbirine bağlanıyor ve bağlanacak gibi görünüyor.
Karavan ile bir çok kadın ve kadın sorunu temalı yapımı mercek altına aldık. The Power izlerken yine bir kanıya vardık ki kadınların çilesi her coğrafyada aynı. Tecavüz, taciz, mobbing, yolda rahatça yürüyememe, istediğin gibi yaşayamama... Üç noktanın devamını siz getirin. İşte The Power evreninde kadınların bu sorunlarından kurtulması için elektrik üreten bir organ meydana çıkıyor. Büyük güçler büyük sorumluluklar getirir. Kimileri sorumluluk sahibi olarak davranırken kimileri de yıllarca içinde biriktirdiği nefret yüzünden gücü acımasızca kullanıyor.
Maskulizm
The Power evrenindeki yeni dünyada maskülizm taraftarlığı yapan bir sosyal medya fenomeni ortaya çıkıyor. "Erkekliğin tabiatı yok edilemez" tarzı paylaşımlar ile ataerkil düzenin değişmesinin önüne geçmeye çalışıyor. Durum böyle olunca toplum geriliyor. Çünkü sempatizanı olan erkekler aile içerisindeki anne veya kız kardeşleri ile çatışıyor. Bu çatışmanın bir de senatör adayı olan hali hazırda belediye başkanlığı yapan bir kadının evinde olduğunu düşünün. Ne kadar huzursuz edici değil mi?
Ortada böyle bir güç varken illa ki bu gücü dinsel yönden kullanan birileri de olacaktır. Hiç affedilmez çünkü. The Power da sürekli gaipten sesler duyan bir kız gücü bu boyutta kullanıyor ve sığındığı kiliseyi kendi hayranlarının toplandığı bir merkeze dönüştürüyor.
The Power oyuncu kadrosu oldukça geniş. Büyük bir genç kızın dramını işleyen Unbelievable dizisinden tanıyacağımız Toni Colette biraz önce bahsettiğimiz çatışmanın yaşandığı evin annesi, belediye başkanı, güçlü bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. Gaipten sesler duyup büyük dini sembol haline gelen Allie olarak Halle Bush'u görüyoruz. Değişen dünyaya ayak uydurmaya çalışan mafya babasının işlerin başına ortak ettiği Roxy olarak da Ria Zmitrowicz var. Oyuncu kadrsou saymakla bitmez. Son olarak dizinin nadir önemli erkek rollerinden biri olan Tunde rolünde ise Toheeb Jimoh var.
Haksızlığa Uğrayan İlk Kadın
Tarihe baktığımız zaman kadınlar hep haksızlığa ve zulme uğramış. Mitolojik hikayelerde dahi durum aynı. Medusa çok güzel bir kadındır. Neredeyse diğer tüm kadınlar onu kıskanır. O ise günlük hayatını Athena'nın tapınağında ibadet etmek ile vaktini geçirir. Poseidon, Medusa'yı görüp çok beğenir. Bir gün tapınakta Medusa'ya tecavüz eder. Poseidon aynı zamanda Athena'nın kocasıdır. Athena böyle bir haberi aldığı zaman çılgına döner. Poseidon'a bir şey diyemeyeceği için soluğu Medusa'nın yanında alır. Medusa'yı saçları yılan olan çirkin bir gorgona çevirir. Daha sonra ise öldürülür. Kısaca güzel Medusa önce tecavüze uğrar sonra cezalandırılır.
Lidia Poet yazımda "Tarihte kadınlar hep zorluklar ile karşılaşmıştır. Eğitim, iş, sosyal hayatta gün yüzü görmemişlerdir. "Kadınlar bu işi yapamaz." diyenler mi ararsınız "kızların okulda ne işi var?" diyenleri mi? Hal böyle olunca insan tam tersini düşünmeden edememiş," diyerek güçlü kadın temalı dizi, film ve kitap önerilerinde bulunmuştum. Güçlü toplum anca güçlü kadınlar ile var olur. Çünkü ilk eğitimi ailede anne verir. Eğitimli bir toplum istiyorsak kadınlarımıza hak ettiği değeri vermeliyiz.
The Power benim merak ettiğim bir yapımdı. Benden geçer notu aldı. Merakla nasıl devam edeceğini bekliyorum. Hatta merakıma yenik düşüp kitaba başlamış dahi olabilirim. Peki size bir soru: "Gözlerinizi açıyorsunuz ve The Power evrenindesiniz. Ne hissederdiniz? "
Dizinin karavan puanı,
Bu yazıyı kargala!
.jpg)
