Bu yazımda özellikle kız çocuklarına yapılan toplumsal cinsiyet baskısına değineceğim. Yazıma ilham olan kişi; Şanlıurfa’da yaşayan13 yaşındaki hentbolcu -yaşı küçük ama yüreği kocaman olan- Merve AKPINAR! Öncelikle Merve kimdi? Bir anda ülke gündemine oturan röportajında Merve Akpınar ne diyordu? Yaşamış olduğu toplumsal baskıyı nasıl dile getirdi Merve? Aslında "nasıl haykırdı?" mı demeliyim?
Sen kızsın, erkeklerin yanında oynayamazsın!
Hentbol Federasyonu’nun daveti ile Ankara’ya geldiği zaman DHA’ya verdiği röportajında; “İlk başta dediler; "sen kızsın, şort giyemezsin. Sonra erkeklerin yanında oynayamazsın." Hep beni dışladılar erkeklere göre. "Erkek hocaların var, tişört giyemezsin. Oran buran görünür" dediler. Sonra ben dedim, "hayır neden ben oynamayayım?" Ben o zaman kendime bir söz verdim. Kendi köyümün kız çocuklarının kaderini ben kendim değiştireceğim. Kendim hep çalışacağım. Hem kendi mesleğimi yapacağım hem de spora devam edeceğim ki sporu bırakmayı düşünmüyorum.” Merve’nin söylediklerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet baskısının bireyler üzerindeki etkisini ele alalım. Öncelikle belirtmeliyim ki spor kesinlikle bir cinsiyete bağlı değildir. Birinin ne giyeceğine karışmak da kimsenin haddine de değildir.Toplumsal cinsiyet eşitsizliği

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önlemek için
Birey olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğine dair ayrımcı düşünceniz varsa bunu sorgulayın. Davranışınızı değiştirme konusunda kendi sorumluluğunuz size aittir. Toplumsal düzeyde cinsiyet ayrımcılığına dayalı kalıp yargıların değişmesi için bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları öncelikle aileden başlayıp her yerde uygulanmalıdır. Ebeveynler olarak çocuklarınızı toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir şekilde yetiştirin. "Erkek çocuklarında pembe renk giyebileceğini, kız çocuklarının da arabalarla oynayabileceğini" ifade edin. Biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kimliklerinin ayrımını öğretin. İnsan haklarını doğrultusunda çocuklarınıza yol gösterin. Geleneksel düşüncelerin ve algıların bir yansıması olan dil kullanımına dikkat edin. Ne yazık ki, Türkçe’de yerleşmiş bazı ifadeler -kız gibi mesela- hala cinsiyet ayrımcılığı içermektedir. Bu tip ifadelerin farkında olmadan günlük hayatta kullanılması, toplumsal cinsiyet rollerinin bireyler tarafından içselleştirilmesine neden olur. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önlemek, hepimizin elinde. Sen değişirsen dünya değişir. O halde haydi dünyayı değiştirmeye başlayalım! Merve'nin hepimize ders verdiği röportajın uzun versiyonu aşağıda.