Mehtap Temur

#psikolojikdanışmangözüyle

Yalan, bir hatayı gizlemek, başkalarını yanıltmak amacıyla yapılan girişimlerdir. Çocuklarda yalan söylemenin öğrenilmesi, konuşmak ve yürümek gibi gelişimsel sürecin bir parçasıdır. 3 yaşından başlayarak 6 yaşına kadar çocuklarda artan hayal gücüyle beraber zaman zaman gerçek olmayan ifadelerin kullanılması olağandır. Bu durumdan kaynaklı endişe duymaya gerek yoktur.  Çocukların soyut kavramları algılaması 7 yaşla beraber başlar. Çocuklar 7 yaşından itibaren yalanın zararlarını öğrenmeye, gerçek ve hayal arasındaki farkı ayırt eder.

Yalan çeşitleri ve nedenleri

Bunlardan ilki hayali yalanlar, bu türü genellikle 2-4 yaş aralığında görülür. Çocuğun söylediği bu yalan çeşidi çoğunlukla eğlenme amaçlıdır. Örneğin, çocuk oyuncağının hasta olduğunu, onu iyileştirdiğini söyler. Bir arkadaşı olduğunu ve onunla oynadığını söyler. Bir diğeri model alınan yalanlar, çocuklar ebeveynlerinin yalan söylediğini duyar ve normal karşılandığı düşüncesi ile bu durumu model alır, benzer şekillerde ve amaçlarla yalan söyler. Bu yüzden ebeveynler, çocuklarının kendilerini örnek aldığını unutmamalıdır.

İlgi isteyen abartılı yalanlar ise, çocuklar ebeveynlerini ilgisinin azaldığını hissederek yalana başvurabilmektedir. Bu durum yeni kardeş, aile içerisinde kayıp yaşanması, ebeveynlerin yoğun iş hayatı gibi durumlarda görülmektedir. Örneğin, çocuk ailesinin ilgisini çekebilmek için hasta olduğunu söyler. Çocuğa yalan söylüyorsun demek yerine çocuğun neden bunu yaptığı araştırılmalıdır. Çocuk ailesiyle duygusunu paylaşabilecek yakınlıkta hissetmeli, alacağı tepkiden çekinmemelidir.

Patalojik yalan, çocukların gerçekte olmayan şeyleri insanlara anlatarak bundan mutlu olması durumudur.  Gerçek ile hayalin, doğruyla yanlışın ayrımının tamamlandığı yaşlardan sonra da devam ediyorsa masumiyetini kaybetmektedir. Çocuk bunun yanlış olduğunu bildiği halde bu duruma devam ediyorsa çok iyi değerlendirilmelidir. Yalan devam ediyor ve çocuk bundan keyif alıyorsa destek alınmalıdır.

Başkalarının hayranlığını kazanmak için söylenen yalanlar da vardır. Başka bir değişle başkalarının beğenisi amacıyla söylenen yalanlardır. İhtiyaç duyduğu taktiri, övgüyü görememesi çocuğun bu ihtiyacını doyurmak için bu yola başvurmasına neden olur. Sevginin koşullu sunulduğu, kıyaslama ve rekabetin olduğu ortamlarda yetişen çocuklarda sıklıkla görülmektedir. Çocuk kardeşinden ya da akranlarından daha iyi olduğunu gösteremezse yalanlarla bu başarıyı elde etmeye çalışır.

Ebeveynlere öneriler

Öncelikle okul öncesi çocuklarının yalan söylemediklerini unutmamalısınız. “Neden yalan söylüyorsun?” gibi etiketlemeden kaçının. Ahlaki öğütler bu dönemde pek işe yaramaz. Çünkü gelişim henüz tamamlanmamıştır.  Ebeveynlik tutumlarınıza dikkat edin. Çocuğunuza karşı fazlaca sinirleniyor ya da cezalandırıyorsanız çocuğunuz olumsuz tepki almamak için gerçeği söyleyemez. Cevabını bildiğiniz sorular sormayın. Evde kurabiyeyi ondan başkası yemiş olamazsa; “Sen mi yedin?“ sorusunun pek bir anlamı yoktur. Ya da ödevini yapmadığını bildiğiniz halde “Ödevini yaptın mı?” diye sormanın da yararı yoktur. Bunların yerine “Ödevini bitirme planın nedir?”, “Kurabiye kavanozunun boş olduğunu görüyorum, sanırım canın kurabiye çekti ama biliyorsun ki yemekten önce tatlı yemiyoruz.” gibi bir açıklama yaparak yalana başvurmasını önleyebilirsiniz.

Anne baba olarak mükemmeliyetçi olmaktan vazgeçtiğinizde çocuğunuzun da yalan söylemekten vazgeçtiğinin gözlemlersiniz. Çocuğunuz yaptıklarını gizliyor ve sorulduğunda yapmamış gibi davranıyorsa muhtemelen kendini tehdit altında hissediyordur. Olumsuz davranışların sonucunda nasıl cezalar vereceğinizden değil; olumlu davranışların ona neler kazandıracağından bahsedin. Örnek olarak; “Okuldan eve dönerken gecikirsen çok kızarım.” demek yerine    "okuldan eve gelirken oyalanma. Çünkü geç kalırsan seni çok merak ederim. Her gün zamanında evde olarak beni çok mutlu ediyorsun” demek daha iyi bir yöntemdir.

Herhangi bir yalanını yakaladığınızda saatlerce sorgulamayın. İyi bir dinleyici olun. Ardından bu davranışın size neler hissettirdiğini samimi bir şekilde anlatın. İtiraf ettiği halde şiddetli bir sorgulama ile muhatap olacağını biliyor olmak, yalanı sürdürme konusunda çocuğu baskı altına alır.

Yazımı Victor Hugo’nun bir sözü ile bitirmek istiyorum. “Bir çocuğa yalan söyleme demeyin, doğruyu söyle deyin. Birincisinde suçlamış, ikincisinde yol göstermiş olursunuz.”