Yazmayalı uzun zaman oldu. Bu aradan sonra yeni siteden hepinize, "Merhaba!" Bir müddet yazılarıma ara vermek durumunda kaldım. Bunun çok güzel bir sebebi var. Yeni bir bebek... 26 Kasım'da yeniden anne oldum. O günden bu yana zaman öyle hızlı aktı ki. Yeni sitede, "İlk yazım ne olur acaba?" diye düşünürken doğaçlama yazmak istedim. Belki yazdıklarım yeni doğum yapmış bir kadına ulaşır ve bir yarası kabuk bağlar.
Yeni bebek yeni deneyim
Bilen bilir; ameliyat süreci anne açısından biraz sancılı geçer. İlk günler zordur. Yataktan kalkarken bile bazen birisinin desteğine ihtiyaç duyarsın. İlk 40 günlük lohusalık sürecimde bebeği sadece emzirmek için kucağıma alıyordum. Yanımda hep birileri vardı. Bebeğin kıyafetlerini değiştiren, banyosunu yaptıran ve bezini değiştiren... Halbuki ilk günler anne-bebek temasının daha çok olması, anne-bebek uyum sürecini kolaylaştırıyormuş. Anne stresli olunca bebek o stresi hissedermiş. Tabii bir de elde kolik bir bebek… Saatlerce süren gaz sancısı ve bir o kadar da ağlamalar… Hatta o zamanlar, lohusa kafası ile bebeğin ağlamaktan çatlayacağını düşünürdüm. Gel zaman git zaman o kolik bebek büyüdü. Eylül’de okula başlayacak. İnsan o zor zamanları unutuyor da, "Acaba bir kardeşi olsa mı?" diye düşünmeye başlıyor. Bu düşünceler arasında gebe olduğumu öğrendim.

İkinci gebeliğim ilkine göre rahat bir süreçti. Yine sezaryen doğumla ikinci oğlumu kucağıma aldım. Bu sefer daha bilinçli ve daha tecrübeliydim. Çünkü öğrendim ki kolik bir bebeğe ağlamaktan bir şey olmazmış. Anne psikolojik olarak rahat olacakmış ki bebek de annenin o rahatlığından nasibini alsın. İkinci lohusalık sürecimde; bebeğin tüm bakımları ile bizzat kendim ilgilenmek istedim. Bunun için ekstra çabalar gösterdim ve hep de öyle yaptım. Bu zamana kadar olan süreçte elimden geldiği kadar rahat olmaya, stres yaşamamaya, daha çok anne sütü vermeye odaklandım. Çok şükür ki her şey yolunda. Belki de olması gerektiği gibi…
Ve yeni bir anne...
Son olarak şunu belirtmeliyim. Hani hep denir ya; kadın ikinci çocuğunda anlarmış anne olduğunu. Bu süreci deneyimleyen biri olarak bu görüşe kendi açımdan katılıyorum. Daha iyi, daha sakin ve daha çok temas eden bir anneye dönüştüğümü hissediyorum. Böyle böyle anlıyorum anneliğimin iyileştiğini.
Eğer sen yeni anne olmuşsan ya da olacaksan korkma! Geçiyor! İnsana ilk günler geçmeyecek gibi geliyor ama inan bana geçiyor. İnsan bunu duymaya bile ihtiyaç duyuyor.
Bir sonraki yazımda, çocukların yeni bir kardeş geldiğinde yaşadığı uyum süreci ve yaklaşımını anlatacağım.