Karavan ile bu hafta büyük bir hayal kırıklığına seyahat edeceğiz. "Tam tamına on beş kitabı olan 9 bin 685 sayfalık fantastik bir eser, nasıl hayal kırıklığına dönüşür?" sorusuna cevap bulacağız. Zaman Çarkı için Orta Dünya'ya doğru seyahat ediyoruz.
Kitaptan uyarlamalar her zaman zordur. Özellikle bu sevilen bir seri ise iş daha zordur. Zaman Çarkı dizisinin çekileceği belli olunca hayranları çok mutlu oldu. Birinci sezon finalinde ise hüsrana uğramış durumdalar. Peki neden?
Zaman Çarkı ne anlatır?
Zaman Çarkı, kadın üstünlüğünün olduğu bir dünyada geçiyor. Yaratıcı tarafından yaratılan gücü Aes Sedailar kullanır. Gücün amacı ise Zaman Çarkı'nın dönmesidir. Karanlık ve aydınlığın yani iyi ve kötünün savaşı burada da vardır. Her dönem sonu Karanlık varlık, Ejder ile savaşır. Son savaşta Karanlık Varlık, gücün erkeklere etki eden kısmına dokunmuştur. Bu yüzden erkek Aes Sedailer delirip yıkım yapmıştır. Kadın Aes Sedailer ise erkeklerin bu güce sahip olmasını engeller.
Kehanete göre Ejder tekrar doğacaktır ve son savaş olacaktır. İşte dizimiz burada başlıyor. Yeni ejderi aramak için Moiraine -Rosamund Pike- ve Lan Mondragoran -Daniel Hanney- bir köye giderler. Bu köyde karşılaştığı beş genç arasından bir seçim yapamaz. Beş genç, başta Moiraine'ye inanamaz. Sonrasında köye saldırı olur ve onunla gitme kararı alırlar. Acaba bu beş gençten hangisi yeni Ejder olacaktır? Diğerlerinin Zaman Çarkı görevi nedir?
Zaman Çarkı dizisinin neden hayal kırıklığı olduğuna gelecek olursak; öncelik karakterlerin seçimi. Rosamund Pike ve Daniel Henney dışındaki oyuncu seçimleri karakterlere uymamış. Özellikle Egwene karakterini oynayan Madeleine Madden benim gözümü ve zihnimi çok yordu. Kısa da olsa Álvaro Morte'yi görmek de güzeldi. Karakter seçimleri kadar karakterlerin gelişimi de kötü işlenmiş. Biraz aceleye getirilmiş. "On beş kitaptan bahsediyorsun, biraz acelecilik gerekli" demeyin. Çünkü ikinci sezonun onayını daha ilk sezon gösterime girmeden almıştı. Dizi ilk iki sezon sağlam temeller atsa, nice yeni sezonları gelecekti oysa.
İlahi Kurtarıcı: deus ex machina
Klasik tiyatroda "deus ex machina" diye bir deyim vardır. Trajedi oyunlarında işin içinden çıkılamadığından tanrıdan yardım dilenir ve gökten bir çözüm iner. Bu çözüm sayesinde problem çözülür. Terim, filmlerde ve dizilerde de karşımıza çıkıyor. Olayın en beklenmeyen anında karakter ya rüya olduğunu anlıyor ya da ilahi bir güce/bir alete sahip oluyor ve olayı çözüyor. Peki ben bunu niye anlattım? Zaman Çarkı'nın birinci sezonunun neredeyse her bölümünde "deus ex machina" sahnesi görebiliyoruz. Bir süre sonra ise, "Zor durumdalar ama dur bakalım hangisi nasıl kurtaracak?" diye soruyorsunuz.
"Eğer Tolkien değilseniz, bir karakter öldükten sonra onu döndürmeyin" derim. Kendisi Gandalf'ı geri getirdi; tamam ama nasıl? Kurguya açın bakın. Asla sırıtmıyor. Zaman Çarkında ise bu yöntem sırıtmış. İzlemeyenler ve okumayanlar için sürpriz bozan vermeden değiniyorum. Lakin ana karakterlerden birisi final bölümünde ölüyor. Daha yeni sezon olmadan ise canlanıyor. Diziyi izleyenler "Bu adam ölmez, ölse bile geri gelir?" diye sormaz mı? İşte gitti tüm heyecan.
Bunun yanı sıra dizideki kavga sahneleri çok başarılı. Ayrıca efektler de çok güzel. Savaş sahneleri ve trollocların olduğu sahneler heyecan uyandırıcıydı. Mekan canlandırmaları da aynı derecede başarılıydı.
Zaman Çarkı ikinci sezonda kendini toplayacak mı? Göreceğiz. Belki kendini ikinci sezonda bulacak. Benim asıl korktum Yüzüklerin Efendisi'nin dizisi konusunda. Malum o da bir Amazon Prime dizisi olacak. Uzun zamandır diziyi bekliyoruz ve Zaman Çarkı hayranlarının yaşadığı hayal kırıklığını yaşamak istemiyoruz. Bakalım; Amazon Prime bize ne sürprizler yapacak?
Dizinin karavan puanı,
Bu yazıyı kargala!
.jpg)
