Ayşen Gürler

We <3 Kargala

Yüzyıllık Yalnızlık eserinin yazarı Gabriel Garcia Marquez, 60'lı ve 70'li yıllarda, Latin Amerika edebiyatının yükselişiyle tanınan dört romancıdan biridir. Bu yazarlar arasında Garcia Marquez, büyülü gerçekçiliğin temsilcisi olarak kabul edilmiştir. Marquez, Virginia Woolf ve William Faulkner hayranıdır. Bu yüzden biçimsel olarak kitap, hem modernizm hem de sürrealizm etkileri taşır. Eser, adalarının mirasını benimseyen ve ideolojilerinde giderek daha politik hale gelen Küba Vanguardia hareketinden etkilenmiştir.

Gabriel Garcia Marquez, Yüzyıllık Yalnızlık'ta geniş bir tema yelpazesini ele alır. Öncelikli araştırması; insanın tarihi tekrar etme eğilimidir... Yazar, eserinde Buendia ailesinin yedi kuşağını kapsayan ve her neslin bir öncekinin hatalarından ders almadığı hikayesini işliyor.

Marquez'in babası muhafazakardı ve bir çapkın olarak ün yapmıştı. Bu yüzden annesinin ebeveynleri kızlarını ondan uzak tutmak için her şeyi denediler. Ancak sonunda kızlarına olan bağlılığına ikna oldular. Onların flörtlerinin hikayesi, Marquez'in diğer kitaplarından biri olan Kolera Günlerinde Aşk'ın ilham kaynağıdır. Aslında Gabriel Garcia Marquez'in sihirli gerçeği büyükannesinden geliyor. Ona henüz küçük bir çocukken anlatmaya başladığı hayalet ve kehanet hikayeleri, Marquez'in anlatım tarzını büyük ölçüde etkiledi. Bunun da en iyi örneği şüphesiz Yüzyıllık Yalnızlık'tır.

Sihirli gerçekçilik

Büyülü gerçekçilik olarak bilinen edebi tarz; garip, sıra dışı, rüya gibi hikayeleri sanki günlük olaylarmış gibi anlatır. Yazarın “bir varmış bir yokmuş” şeklindeki hikaye anlatımı, büyülü gerçekçiliğin antitezidir. Anlatıcı, fantastik olaylardan o kadar söz eder ki, olaylar büyülü gerçekçilik dünyasında gerçek olurlar. Marquez, eserinde bu edebi aracı kullanıyorYüzyıllık Yalnızlık doğaüstü olanın sıradan, sıradan olanın ise doğaüstü veya olağanüstü olarak sunulduğu örnek bir büyülü gerçekçilik eseridir.

Macondo kasabası kavramı, Jose Arcadio Buendia'nın algısı yoluyla gerçekleşir. Bu büyülü gerçekçilik, Güzel Remedios cennete yükseldiğinde de öne çıkar. Aynı zamanda Rebeca kasabaya hafıza kaybı bulaştırdığında ve Melquiades'in hayaleti çingene olduğunda da.... Kısacası Büyülü Gerçekçilik, insanların içinde yaşadığı toplumsal olarak kabul edilen gerçeklere meydan okuyarak ve onları normal olarak sunulan doğaüstü bileşenlerle karşılaştırarak, Marquez'in toplumu eleştirmesini sağlar.

Yüzyıllık Yalnızlık'ta Marquez, gerçeğin ve gerçekliğin doğasını sorgular. Kolombiya'nın kayıtlı tarihinin, muhafazakar galipler tarafından şekillendirilmiş bir tarih olduğunu öne sürer. Bu nedenle Macondo'nun tarihini, yaşanmış deneyimlerin merceğinden anlatarak hikayeyi karmaşıklaştırır. Aynı zamanda okuyucuya perspektifin gerçeği nasıl şekillendirebileceğini de gösterir. Bu, büyülü gerçekçiliğin edebi üslubuyla doğrudan ilgilidir.

Yüzyıllık Yalnızlık

İnsanın, zamanın ve gerçekliğin döngüsel doğası

İnsanın döngüsel doğası Yüzyıllık Yalnızlık'ın en belirgin temasıdır. Buendia ailesinin ilk neslinden Jose Arcadio Buendia ve Ursula Iguaran akrabadır. Ursula, ensestin sonucunun kusurlu yavrulara yol açacağından korktuğu için Jose ile seks yapmayı reddetmiştir. Buna rağmen üreyip, birbirini izleyen birkaç nesil ensest ilişkiye girerler. Sonunda Ursula Iguaran'ın korktuğu şey gerçek olur. Saçları örülü bir halde doğan Aureliano -III- aileye katılır.

Benzer şekilde, Jose Arcadio Buendia'nın çingene Melquiades'in eserlerine olan takıntısı, nihayetinde onun deliliğine yol açar. Buna rağmen Buendia ailesinin sonraki nesilleri de Melquiades'in eserlerine olan takıntılarından vazgeçmezler. Üstelik sonunda hepsi akıl sağlıklarını kaybetseler de... Marquez bunu insanın doğasında var olan -kibir ve büyüklük kuruntuları, tarihten ders almayı başaramayan ve geçmişin hatalarını tekrarlamaya mahkum olan- doğasına işaret etmek için kullanır. Okuyucuların genel olarak en çok şikayet ettiği detaydır; yazarın eserde sürekli aynı isimlerden söz etmesi. Ancak Marquez'in Buendia ailesinin çocuklarına benzer isimler vermeyi seçmesi de şaşırtıcı değil. Böylelikle karakterlerin, atalarının yolunu takip etme eğilimlerini vurguluyor.

Yüzyıllık Yalnızlık boyunca karakterler ailelerinin davranış kalıplarından kurtulamazlar. Kendilerini aile geçmişlerini yansıtan kaderlerin içinde hapsolmuş bulurlar. Karakterler aynı zamanda atalarının verdiği kararlardan da etkilenirler. Hatta geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki farktan dolayı kafaları karışır. Sonuç olarak Marquez, karakterlerinin çoğunun kaderci ya da kaderlerinin olduğuna inanan insanlar olduğunu ortaya koyuyor.

Kitabın yapısı ve düzeni göz önüne alındığında, önceki sayfalara atıfta bulunmadan bir pasajın tam zaman çizelgesini çizmek biraz zordur. Bu, Marquez'in kasıtlı bir özelliğidir. Yüzyıllık Yalnızlık bir geri dönüşle başlar ve çingene Melquiades tarafından önceden bildirilen bir kehanetle sona erer. Karakterlerin döngüsel doğası nedeniyle geçmiş, şimdi ve gelecek birbirine karışır. Albay Aureliano Buendia'nın geçmişi hatırlaması ve Melquiades'in geleceği önceden bildirmesi, bu özelliğin göstergeleridir. Böylelikle Marquez, gerçekliğin döngüsel doğası nedeniyle geçmişin, şimdinin ve geleceğin hepsinin aynı olduğunu iddia ediyor.

Yüzyıllık Yalnızlık'ta ensest

Yüzyıllık Yalnızlık'ta ailevi aşk ile cinsel aşk birbirine karıştırılır. İlk dereceden akraba olan eşler o kadar az cinsel kimyaya sahiptirler ki, dürtülerini diğer partnerlerle tatmin ederler. Bu yüzden birçok karakterin ebeveynliği de gizli tutulur. Bu karmaşık koşullar, karakterlerin sosyal normlara bağlılığından kaynaklanmaktadır. Hikaye boyunca ne zaman biri bir yakınıyla evlenmekten bahsetse, Ursula onları uyarır. Özellikle de ısrarla genetik kusurlar konusuna dikkat çeker.  

Saç örgülü doğan bir çocuktan duyulan yaygın korkuya rağmen, Marquez eserinde ensestin gerçek tehlikesinin aile içi çatışma ve kişinin ataları hakkında belirsizlik yaşaması gibi sosyal ve psikolojik sonuçlarından kaynaklandığını gösteriyor. Buendia'nın izolasyonu ve yalnızlığı, ailelerini orijinal soyunun ötesine genişletememeleri nedeniyle daha da kötüleşiyor. 

Yüzyıllık Yalnızlık

Yüzyıllık Yalnızlık'ın tarihsel bağlamı, emperyalizm ve sömürgecilik

Bu romandaki ana çatışma kaynağı Kolombiya'nın muhafazakar hükümeti ile Liberal isyancılar arasındadır. Albay Aureliano Buendia, hükümet tarafından atanan sulh hakimi Don Apolinar Moscote'un ataları tarafından kızdırıldığı ve Liberal orduya katılmaya zorlandığı için bu çatışmanın odak noktasıdır. Marquez, insanlığın yıkıcı eğilimlerini vurgulamak için şiddeti çok ürkütücü bir şekilde tasvir ediyor.

Marquez, Kolombiya ve Latin Amerika dünyasını bir bütün olarak tanımlamak için Macondo kasabasını kullanıyor. Batılılaşmanın ve kapitalizmin yavaş ama istikrarlı akışıyla Macondo ve buna bağlı olarak Latin Amerika kültürel mirasının bir kısmını kaybetmeye başlar. Marquez başlangıçta yükselen bir uygarlık izlenimi verse de kasaba hızla yönünü tersine çevirir. Tekrarlanan iç savaş yıkımı ve yerel yaratıcılık eksikliği nedeniyle çürümeye başlar. Bu nedenle anlatı, uygarlığın ilerlemesinin sonuçsuz bir yanılsama olduğunu ima eder.

Eseri ülkenin geçmişini temsil eden 100 yıl ile Kolombiya tarihinin bir alegorisi olarak yorumlayabiliriz. Yüz Yıllık Yalnızlık, Buendia ailesi aracılığıyla Kolombiya ulusunun tarihi olaylarına ve mitolojisine dikkat çeker. Kitap boyunca verilen savaş, Kolombiya Liberal ve Muhafazakar partileri arasındaki ve yaklaşık 200.000 kişinin hayatına mal olduğu tahmin edilen iç savaş La Violencia'ya bir göndermedir.

Kitabın yüz yıllık süresi ülkenin yüzlerce yıllık geçmişini kapsar. Roman genel hatlarıyla Buendia ailesinin Macondo'ya gelip bir kasaba kurması, Liberal ve Muhafazakar partiler arasındaki askeri çatışma, sömürge yerleşimlerini birbirine bağlayan demiryolunun genişletilmesi ve Amerikan Meyve Şirketi'nin - Banana- Kolombiya ürünleri üzerindeki hegemonyasından bahseder.

Son söz

Eser, her şeyi bilen üçüncü kişi bakış açısından yazılmıştır. Yüzyıllık Yalnızlık'ta tasvir edilen çok sayıda karaktere ve birçok topluluğa rağmen, yalnızlık her karaktere kendi tarzında damgasını vuran bir özelliktir. Buendia ailesinin erkekleri, özellikle Aureliano olarak adlandırılanlar tekrar tekrar yalnız bir yapıya sahip olarak tanımlanır. Aureliano'lar içine kapanık olarak nitelendirilse de, Jose Arcadio karakterleri, özellikle başkalarıyla birlikteyken yalnızlıklarına da dikkat çeker. Gabriel Garcia Marquez, eserinde Buendia ailesinin yedi neslini temsil etmek için sadece birkaç isim kullanarak tarihin tekerrür etmeye mahkum olduğunu gösteriyor. 

Eserlerin görsel formlarına olan ilgimden tekrar söz etmeme gerek yok sanırım. 2014 senesinde yaşamını yitiren Marquez, Yüzyıllık Yalnızlık’ın bir filmin süresi içine sığdırılamayacağını dile getirmişti. Haksız da sayılmazdı. Öte yandan İspanyolcadan başka bir dilde anlamını yitireceğini de ifade etti. Bu gerekçelerle yıllarca romanın film haklarını satmaya yanaşmadı. Ancak ölmeden önce dizilerin altın çağını yaşadığı bu dönemde romanını hakkıyla ekranlara taşımak için uygun şartların oluştuğunu da dile getirdi. Eserinin dizi uyarlaması için Netflix ile bir anlaşma süreci başladığını hatırlıyorum. Ancak henüz net bir bilgi yok sanırım. Açıkçası böylesi bir kitabı nasıl dizi yapacaklarını da çok merak ediyorum. Umarım beklenildiğine değecek bir şey olur.